Tanrı Neden Öldü? Nietzsche Hakkında
Felsefeye büyük katkılar sağlamış fakat
din adamlarının en büyük düşmanı olan Friedrich Nietzsche hakkında konuşalım
biraz. Yaklaşık iki yüz yıldır kitapları var olan ama ilk zamanlarında pek
popüler olamayan büyük bir düşünürdür bu bahsettiğimiz kişi. Onu tanımak için
iki şey yeterli bize; “tanrı öldü” sözü ve Böyle Buyurdu Zerdüşt kitabı.
Bahsettiğimiz filozof, yıllarca tanırının öldüğünden ve bunu biz insanların
beraber yaptığından bahsetti. Konuyu iyice kavradıktan sonra sormamız gereken
birkaç sorumuz var. Ona göre tanrı öldü, tanrıyı biz insanlar hep beraber
öldürdük. Böyle Buyurdu Zerdüşt kitabında geçtiği üzere tanrıyı öldüren kişi
“dünyanın en çirkin insanı”dır. Bu sözden ne anlamalıyız? Düşünürümüze göre bir
üstinsan olması gerekir. Peki üstinsanın özellikleri nedir? Kısaca; erdemli
olması, kimseye muhtaç olmayıp tek başına ilerlemesi ve güçlü olması. Eğer
üstinsan (en güzel insan) bu ise en çirkin insan da bu saydıklarımızın tam
tersi olandır. Nietzsche, Şen
Bilim isimli kitabında, elinde bir fenerle Tanrı’yı arayan bir
karakter yaratarak “aslında Tanrı, hiç var olmamıştır” mesajını vermek ister.
O, insanların ümitlerini, hayallerini süsleyen; zor zamanlarda sığınılacak bir
liman olarak görülen hayalden ibarettir. İnsanlar ona muhtaç kalarak zamanla erdemden,
güçten ve ahlaktan uzaklaşmıştır. Peki ne yapmaya çalışıyordu bu adam? Tanrının
öldüğünü iddia etti, onu, en çirkin insanın öldürdüğünü söyledi, tanrıyı tüm
insanların birlikte öldürdüğünü söyledi, elinde fenerle tanrıyı aradı,
üstinsanı yaratmaya çalıştı. Şimdi bunları toparlamaya çalışalım.
Üstinsanı,
dünyanın en çirkin insanına zıt olarak görelim. O zaman dünyanın en çirkin
insanı ahlaksız, erdemsiz, muhtaç ve güçsüzdü, bu özellikler ile tanrıyı
öldürdü. Biz insanlar ise hep beraber bu şeye göz yumduk ve engel olmadık bu
yüzden bizde öldürmüş kabul edebiliriz. Eğer ki ahlaksızlığı, erdemsizliği,
muhtaçlığı ve güçsüzlüğü yenebilseydik tanrı ölmezdi fakat tanrı olduğu sürece
biz ona güvenerek hiçbir şeyi düzeltmek için uğraşmazdık. Tanrıyı neyin
öldürdüğünü ve bizim neden suçlu olduğumuzu belirledik. Tanrı ölmeseydi ne
olurdu? Tanrı ölmek zorundaydı. Çünkü üstinsan için bu gerekli ve eğer birisi
tanrıyı öldürmeseydi hiç kimse erdem, ahlak ve güç uğruna çabalamazdı. Herkes
zor zamanlarında tanrıya sığınır ve acıdan kaçmak isterdi fakat mükemmel olmak
için acı çekmemiz gerektiğini öğrendik. Acı olmadan gelişemeyiz, acı olmadan
üstinsan olamaz. Tanrı ölmeseydi acılarımızdan kaçacak ve gelişemeyecektik.
Daha önemli bir sorumuz daha var; Nietzsche’ye göre tanrı ne idi? Kendi
fikrimce; Nietzsche’nin tanrısı: adalet, erdemlik, ahlak, yalnız başına
güçlenebilme, güçtü. Yani üstinsanda olmasını söylediği şeyler onun tanrı
olarak gördüğü şeyler olabilir.
Tanrı;
üstinsanda olması gereken özellikleri sembol ediyordu, dünyanın her yerinden
olması gereken iyi şeyleri de temsil ediyordu. Tanrı; adalet, erdem, dürüstlüğü
temsil ediyordu. Tanrıyı öldüren kişi ise tüm bunların zıddını temsil ediyordu.
Tanrıyı öldüren kişiye bizim yardım etmemiz ise, tüm bu kötü şeyleri yapanların
insanlar olduğunu anlatmak istiyordu. Tanrının hiç var olmadığını söylerken ise
acıdan ve sorumluluktan kaçıp sığınmak ve kendimizi kandırmak için
uydurduğumuzu anlatmak istiyordu. Bazen kendi ile çelişiyor gibi görünebilir
fakat işin derininde daha farklı görünüyor. Daha basit ve sade şekilde
anlatmaya çalışırsak eğer; tanrı tüm iyi şeyleri, onu öldüren kişi ise tüm kötü
şeyleri temsil ediyordu. Bizler tanrının yanındaymışız gibi göründük fakat onu
sadece sığınak olarak kullandık ve tüm kötü şeylere destek olduk, bu sebeple
tanrı öldü ve bizde yardım ettik. Şimdi ise insanların kendi başlarına güçlenip
kendilerinden başka muhtaç oldukları bir şey olmadığını öğrenmelerinin zamanı.
Bu filozof din düşmanı değildi, belki dinlere inanmıyor olabilirdi ama onun
savunduğu şeyler her dinin tanrısının bize söylediği şeylerle paralel değil mi?
İnsanları güçlendirip daha iyi bir yere getirmeye çalışan bu adama uzun bir
süredir dev bir düşmanlık var. Onu iyice anlamaya çalışmadık ve düşman kabul
edenler oldu, kitaplarını yakanlar oldu. Herkes kendi düşüncesini savunabilir,
yanlış dahi olsa. Düşünürümüzün dediklerinin her kelimesi yanlış dahi olsa bir
insana bu denli düşmanlık hiçbir dinde kabul edilmez. Kendisi, yaptıklarının
sonuçlarını tahmin etmişti ve dünyaya erken geldiğini söylemişti, aynı. Oğlum
dediği Zerdüşt gibi. Eğer onu daha erken anlasaydık bazı şeyleri kabullenip
gerçekten çok daha iyi şekilde gelişebilirdik.
Tüm bunlar tamamen benim düşüncemdir. Yanlış veya doğru olduğuna dair kesin bir sözüm yoktur. Sadece Nietzsche hakkında bildiğim biraz bilgiye yorum katmış halimdir. Tüm bu düşüncelere tamamen katıldığımı söylemiyorum fakat benim fikrimce bu adamın demek istediği şeyler (özetle) bunlardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder